Emekli Amiral Yaycı: Dedeağaç’ta tatbikat maskesi altında askeri yığınak yapılıyor

“Buna ‘defender’ serisi tatbikatlar deniyor. 2020 ve sonrasında yapılan tatbikat, ABD’nin organize ettiği ve vakit zaman birinci tatbikattan itibaren 20 ülke ve daha fazlasının katıldığı lakin Türkiye’nin katılmadığı, Türkiye’nin hududunda, 30 km aralığa kadar alanda büyük yığınakların yapıldığı bir tatbikat. Bu tatbikat esnasında o kadar değerli askeri yığınaklar yapıldı ki… 2020’den 2025’e kadar yapılan tatbikatlarda 145’ten fazla helikopter, zırhlı işçi taşıyıcılar, yüzlerce tank birinci etapta getirildi ve bunlar Dedeağaç’a konuşlandırıldı. Sonra bunların bir kısmı Romanya ve Bulgaristan’a gönderildiği tabir edildi. Sonra ikinci kısımda radar ve hava savunma sistemleri getirildi. En son da nükleer, biyolojik harbe karşılık çeşitli savunma sistemleri, ki bunların içinde taarruz sistemleri var mı bilmiyoruz. Ve çıkarma gemileri, birlikleri getirildi. Bu en son tatbikatta da ırmak geçiş kısmı var ve bu Meriç kıyısında yapılıyor. Bunun Rusya’ya karşı olduğu söyleniyordu. Bugün görüyoruz ki Ukrayna konusunda ABD ve Rusya direkt görüşüyor. ABD Rusya ile uygun ilgiler kuruyor. Demek ki bugüne kadar olan bu yığınaklanmanın mazeret olarak gösterilen ‘Rusya’ya karşı yapılıyor’ kelamı çok gerçekçi değil. Esasen Rusya’ya karşı yapılmasının da pek bir manası yok. Zira Rusya’nın Yunanistan ile, Bulgaristan ile, Romanya ile bir sonu yok. O nedenle bu çok gerçekçi değil. Fakat öne çıkartılarak Rusya’ya karşı yapılıyor diyerek, güya legal bir mazeret oluşturarak bu kadar fazla araç gereç, radar ve işçi yığınağı yapılıyor.”

“Çok enteresandır; 2022 ve 2023 yılında buraya getirilen askeri gereçler geri götürülmedi, masrafı çok fazla diye Yunanistan’a hibe edildi. Yunanistan Kara Kuvvetleri Kumandanı ‘Bu hibe edilen silah, araç, gereç, mühimmatla Türkiye’ye karşı çok önemli biçimde güçlendik’ dedi. Bu mevzu çok değerlidir. Tatbikat maskesi altında yapılan bu yığınaklanmanın asıl gayesinin güya Türkiye olduğu intibaanı veriyor. Olağanda cephe açmadan evvel tatbikat imgesi altında silah, araç, gereç, işçi o bölgeye sevk edilir. Bu klasiktir.

Çok da enteresan bir durum var; Yunanistan’a hibe edilen o silah, araç, gereçler gayri askeri statüdeki adalara getirildi. Amerikan silahları ile gayri askeri statüdeki adaların statüsü tekraren olduğu üzere bozulmuş oldu. Yunanistan ve ABD karşılıklı olarak birbirlerine dayanak veriyorlar. Son vakitte gördüğümüz kadarıyla Amerika bölgeye yığınaklanmaktan vazgeçmiyor. Türkiye de Yunanistan da NATO üyesi devletler. En Doğu’daki üyesi Türkiye olmasına karşın bu yığınaklanma ile şu bildiri mı veriliyor, benim birtakım kaygılarım var; NATO Doğu kanadını Türkiye’den Yunanistan’a mı çekiyor? Zira bu yığınaklanma Türkiye’ye değil.”

“Trump’ın söylediği üzere ‘NATO’dan çıkarız’ dediği durumda NATO ortada kalır mı? Yüzde 85’inin Amerikan takviyesi ile ayakta duran bir ittifaktan bahsediyoruz. NATO dağılırsa dünya istikrarları açısından yeni bir ittifaka NATO 2.0 diyebilir miyiz? Bu versiyonunda Türkiye dışarıda bırakılırsa ve bu kadar yığınaklanma varsa, Güney Kıbrıs Rum İdaresi ve İsrail şayet NATO 2.0’a alınırsa Türkiye’nin durumu ne olur. Bunu düşünmek lazımdır? Sanki maksat Türkiye midir? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin NATO 2.0’a alınması durumunda Türkiye işgalci pozisyonuna düşer. NATO’nun 5. Hususu mucibince bir müdahale kelam konusu olmayacak mı? Türkiye’ye müdahale etmeyecekler mi?

Gelelim ikinci olabilecek şeye; o da İsrail. İsrail NATO’ya girdiğinde Hamas’ın direnişi NATO’ya direniş, ve güya NATO’nun ikinci 11 Eylül’ü üzere kabul edilip Afganistan’a yapılan üzere bölgede Hamas’a, Filistinlilere takviye olan her devlet teröre dayanak oluyormuş, NATO’ya tehdit oluşturuyormuş üzere yerle yeksan edilmeye çalışılmayacak mı? Ortadoğu baştan başa bir cehenneme dönüşmeyecek mi? Türkiye maksatta olmayacak mı? Bunların hepsinin uzun vadeli düşünülüp bu sürecin âlâ kıymetlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”