İngiliz kuvvetlerinin hava saldırılarında yakınlarını kaybeden Afganlardan Prens Harry’ye tepki
O dönemde İngiliz Hava Kuvvetleri’nin saldırılarında yakınlarını kaybeden Afganlar, Prens Harry’nin anılarında “Afganistan’daki askeri görevi sırasında 25 kişiyi öldürdüğünü ve bundan utanmadığını” belirtmesi üzerine tepki göstermişti.
Afganistan’ın 2001 yılında ABD ve İngiltere tarafından işgal edilmesinin ardından “terörle mücadele” gerekçesiyle düzenlenen hava saldırıları ve gece operasyonlarında Taliban güçleri ile birlikte çok sayıda sivil hayatını kaybetti.
Bu nedenle Sussex Dükü Prens Harry’nin açıklamaları hem Afganistan’da hem de uluslararası camiada büyük tepkiyle karşılandı.
Önce 2007-2008 hava saldırılarında ileri hava kontrolörü, ardından 2012-2013 yıllarında Apaçi taarruz helikopteri pilotu olarak görev yapan Prens Harry, Afganistan’daki askerlik görevini Afganistan’daki İngiliz üssü Camp Bastion’da yürütmüştü. ülkenin güney eyaletleri.
Prens Harry anılarında öldürdüğü kişiler için “Yani benim numaram 25. Beni tatmin eden bir rakam değil ama utandırmıyor da” demişti. İfadelerini kullanırken bu kişileri öldürmeyi “satranç taşlarını tahtadan kaldırmak” olarak nitelendirdi.
Afgan aileler sorumluların adalete teslim edilmesini istiyor
Helmand eyaletinin Sengin ilçesinde Prens Harry’nin görevi sırasında düzenlenen hava saldırılarında yakınlarını kaybeden aileler, bu kişilerin asi veya terörist olmadığını, sıradan Afganlar olduğunu söylediler.
Aileler, Taliban yönetimi nezdinde Afgan makamlarına şikayette bulunma girişimlerinin sivillerin öldürülmesi nedeniyle sonuçsuz kaldığını belirtiyor ve Prens Harry’nin katılmış olabileceği bazı saldırıların araştırılmasını istiyorlar.
“Bir günde 27 kişi öldürüldü”
Helmend’in Sengin ilçesinde yaşayan 45 yaşındaki Hamdullah Alizay, 2008 yılı Ağustos ayında bir gün İngiliz Hava Kuvvetleri’nin saldırılar düzenlediğini ve aynı anda yerleşim yerlerinde 27 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Alizay, ölenler arasında babası, 15 yaşındaki ağabeyi ve komşularının da olduğunu söyledi.
Alizay, babasının eşi ve 7 çocuğunu geride bıraktığını belirterek, “O zaman perişan olduk ve kötü zamanlar geçirdik. Prens Harry’nin açıklamalarını şiddetle kınıyoruz. Mahkemeye çıkarılmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz.” ifadesini kullandı.
Saldırı gecesi tüm köylülerin evlerini boşalttığını, eşlerini ve çocuklarını koruma telaşı içinde olduklarını vurgulayan Alizay, “Kendimizi çok kötü hissettik. Birbirimize yardım bile edemedik. Hala şaşırıyoruz. aile üyelerimizi nasıl gömdük.” dedi.
Bir diğer Sengin ilçesi sakini olan 38 yaşındaki Muhammed Alizay, o zamanlar 23 yaşında olan yeni nişanlı erkek kardeşini kaybettiğini söyledi.
Muhammed Alizay, bombardıman korkusuyla bazı cesetleri farklı köylere gömmek zorunda kaldıklarını belirtti.
38 yaşındaki Habibul Rahman Nurzay, baskın sırasında 50 yaşındaki babası Hacı Abdullah, 40 yaşındaki amca Şafiullah ve 20 yaşındaki ağabeyi Atikullah’ı kaybettiğini söyledi.
Bombardıman sırasında sahada çalıştığını anlatan Nurzay, “İngiliz askerleri kamplarından köyümüze doğru füze attıkları sırada babam, amcam ve abim bir dükkanda oturuyorlardı. Dükkanın içindeyken öldürüldüler. İngiliz ve yabancı askerler burada çok zulüm yaptılar, bunların adalete teslim edilmesini istiyoruz.” dedi.
Nurzay, babasının öldürülmesi nedeniyle 9 çocuğunun, amcasının öldürülmesi nedeniyle 11 çocuğunun yetim kaldığını belirtti. dedim.
Prens Harry’nin “Yedek” kitabı
İngiliz Kraliyet ailesinden ayrılarak ABD’ye yerleşen Harry, 10 Ocak’ta yayınlanan “Yedek” adlı anı kitabında, görevi sırasında 25 Afgan’ı öldürdüğünü ve “utanmadığını” belirterek anılarına yer verdi. Afganistan’da görev yaptığı süre boyunca.
Prens Harry kitabında, çatışmanın gürültüsü ve kargaşası içinde öldürdüğü asileri “kötülerin iyileri öldürmeden ortadan kaldırması” olarak gördüğünü kaydetmişti.
Prens Harry, İngiltere Kralı III. Charles ile 1997’de Paris’te bir trafik kazasında hayatını kaybeden Galler Prensesi Diana’nın küçük oğludur.
Sussex Dükü Harry ve eşi Meghan Markle, Ocak 2020’de Kraliyet görevlerinden istifa ederek daha bağımsız bir hayat yaşamak ve İngiliz medyasından uzaklaşmak için ABD’ye yerleştiler.